28 Ağustos 2007 Salı

Rodrigo y Gabriela

Beni tanıyanlar bilir, bir şarkının değişik versiyonlarını dinlemeyi çok severim. Özellikle sevdiğim bir şarkı ise netten değişik versiyonlarını araştırırım. Son zamanda “Libertango” ve “Misirlou” favorilerim. İnternetten değişik versiyonlarını bulup dinliyorum. Rodrigo y Gabriela ile tanışmam bu şekilde oldu. Nette Libertango ararken Rod’la Gab’in Manchester konserinde çaldığı bir “Libertango” buldum. Alışık olduğum Libertangolar’dan biraz daha hızlı keman ve gitar ağırlıklı bir versiyonuydu bu kayıt. Sonra bu çalanlarla ilgili başka ne bulabilirim diye baktığımda biri konser biri stüdyo olmak üzere iki albümlerini buldum. O zaman bir süre dinledikten sonra bir kenara kaldırmıştım albümü.



Mart sonuna doğru Yahoo’da Amerika turnesi için Rodrigo Sanchez’in vize alamadığına dair bir haber okudum. Haber ilginç geldi çünkü Rodrigo’nun ismi Amerikaya giriş yasağı olan biriyle aynıymış. Dolayısıyla vize başvurusu reddedilmiş. Buna bağlı olarak Amerika turnesinde kapsamında yapmayı plandıkları New York, Washington ve Nashville konserleri iptal olmuştu. Geniş bir hayran kitlesi olduğunu o zaman öğrendim ve albümü tekrar çıkarıp dinlemeye başladım.

Bu ikilinin müzikleri için albüm Amazon’da albüm tanıtım yazılarının birinde “Flamenko Trash” diyor. Gerçektende bu kadar hızlı ritmik parçalar çalan başka birilerini dinlememiştim daha evvelden. Myspace’deki sayfalarında etkilemediklerini söyleseler de müziklerinde Metallica’nın, Megadath’in, Paco de Lucia’nın etkilerini görmek mümkün. “Live in Manchester” albümünde iki adet Metallica’nın “One” coverı var. Bunlardan biri “Take 5” ile harmanlanmış bir versiyon.



Tekrar Rodrigo y Gabriela albümüne geri döner isek, “Diablo Rojo” ve “Tamacun” özellikle kaçırılmaması gereken parçalar. Led Zeppelin coverı “Stairway to heaven” Rod ve Gab’in yorumları ile daha da güzel olmuş. “Vikingman”, “Satori” ve “Orion” ise albümün diğer ağır topları diyebilirim.



Enstrümental albümlerden çok hoşlanmasam da şu anda mp3 çalarımda en çok dinlediğim albüm. Her şarkısını ayrı bir keyifle dinliyorum. Klasik gitar sevenlerin özellikle kaçırmaması gereken bir albüm.

Hiç yorum yok: