27 Eylül 2009 Pazar

Seyir Defterine devam....

Bu ne abi ya?..

Geçen hafta önerdiğim "Pontypool" beklediğim gibi çıkmadı.Aslında film keşfedilmemiş bir cevher gibi başlıyor ama sonu bir türlü gelmiyor. ilk 20 dakika neredeyse sıfır aksiyon.Olay sadece konuşmalarla veriliyor.Çekimlede birleşincede çok başarılı bir atmosfer oluşturuyor ama sonunda hikaye bir türlü bağlanamıyor.Neden İngilizceden bulaşan bir hastalık var nasıl tedavi oluyor.Semboller bir şeyler anlatıyor desemde oda herşeyi anlatmıyor.


Beyonce bizi diskoya götür...

Geçen hafta Lady Gaga'dan bahsederken Beyonceyi atlamışım.MTV VMA sahneye çıkan Pink gibi fazla maymunluğa dökmeden çok başarılı bir performans sergilemiş.


Beyonce at the 2009 MTV VMA's



Ben ne zaman "Single Ladies" dinlesem SNL da Justin Timberlake ile olan paradosi geliyor aklaıma.Madem beğendin beni tak parmağıma yüziğini(kafiye olsun diye değiştirdim imla hatası değildir) akımını başlatmak amaçlı yazılsada bütün karizma o parodide dağıldı gözümde.


Justin Timberlake in a Leotard and High heels



Savaş filmlerinden bayanlara Max Manus

"Max Manus" ikinci dünya savaşı sırasında geçen bir Norveç filmi.Bana kalırsa filmin tek esprisi artık bıktığımız yahudilere zulm eden Naziler yerine, Norveçlilere zulm eden Nazilerin olması.Gayet başarılı Hollywood ayarı çekilmesine rağmen çokda değişik bir şey vermedi bana.

Max Manus - Trailer (subtitled)



Tim Roth...

"30 Rock" 'ın 1.sezonu bitti.Bizde türü değiştirmek için "Lie to me" başladık.Dİzi aslında tamda beklediğim gibi çıktı.Hertürlü imkanı kullanarak suçluların peşine düşen Amerikan adaleti bu seferde vücut dilini kullanarak olayları çözmeye çalışıyor.Alec Baldwin için en başarılı geri dönüşlerden biri demiştim "Lie to me" 'de Tim Roth'da son derece başarılı.

STACY WILDE FOX PROMO LIE TO ME




Bienal dedikleri nekine?..

Bienal işini pek anlamıyorum ama gidincede çok eğleniyorum.Anlamsızlıklarından ve mekanlarından dolayı kaçırmamaya çalışıyorum diyorum soran olursada. Bu sene Antrepodan başladık geçen salı günü.

Fenerbahçem benim biricik sevgilim...

Pazar akşamı maça gittim.Çok maça giden birisi değilim ve hayatımda ilk defa kale arkasından maç seyrettim.Maratondan çok kalabalık görünürdü gözüme.Yerimizi aramaya çalışınca insanlar garip garip baktı.Bir taneside dayanamayıp, boşverin numarayı kafanıza göre oturun bir yerlere dedi.FBTV maç öncesi canlı yayını yaptığı yeride gördüm bu arada hep merak ederdim.Maç başlayınca ışıkları söndürüp aynı yerde iskemlelerini sahaya çevirerek maçı seyrediyorlarmış.


Up, up, up...

"Up" tartışmasız bu seneki en iyi animasyon.Diğer Pixar animasyonlarında olduğu gibi mesajlı.Hayvan karakterleri her zamanki gibi çok sevimli.Balonlarla evin hava bulunduğu sahneler eminim sinemada hemde 3D çok daha güzel gözüküyordur.

UP trailer



Bilim kurgu belgeseli...

"Districk 9" beklediğim kadar iyi bir film çıkmadı ama çekimi sunuşu nispeten bir orijinallik taşıyor.Belgesel havasında başlıyor sonlara doğru biraz aksiyon artırıp bilgi kurguya dönüyor.Meşhur oyuncu kadrosunda olmamasıda filme inandırıcılık katıyor.

District 9 Trailer



Daha fazla ezilip büzülemedim...

"İnci gibi dişlerde" sürdürdüğüm savaş çarşamba akşamı itibariyle bitti.Ne zorum var dedim ve bıraktım okumayı.Zaten gitmiyorsa ısrar etmek pekde doğru değilmiş.Jodie Picoult'un yap boz kitabına başladım.Diğer okuduğum iki kitabı gibi hemen içine aldı hikaye beni.Birden konuşmayı kesen ,tacize uğradığı anlaşılan bir çocuk ve ailesi etrafında dönen bir hikaye.

Para, şike işte Mercury işte.....

Mercury Ödülleri genelde beğendiğim albümlere veriliyor.BU sene beni ilk defa yanılttı.Speech Debelle'in "Speech Therapy" albümünden bahsediyorum.Gerçi daha evvelden bilmediğim bir albüm kazandı ama sonradan dinlediğimde de çok beğenmedim.İlerde yok değişik tarzdan dolayı ancak ısındım dermiyorum bilmiyorum ama Kasabian,Fire flies,Bat for lashes in albümleri dururken ilk albümüyle bu ödülü alması beni oldukça şaşırttı.

Speech Debelle - Searching Big Dada



Haftanın Albümü/Şarkısı

Bu haftanın albümüde Mercury adaylarından Lisa Hannigan'ın Sea Sew .Lisayı Damien Rice ile yaptığı vokallerden hatırlıyabilirsiniz özellikle "Unplayed Piano" parçasını çok severim.Albümün iş çıkışı eve dönüş yolunda son derece sakinleştirici etkisi olduğunu söylemem gerek.Haftanın şarkısıda Florence And The Machineden Drumming Song .

Barclaycard Mercury Prize Nominee Lisa Hannigan

Hiç yorum yok: