Pink Martini - Sympathique
31 Ekim 2007 Çarşamba
29 Ekim 2007 Pazartesi
28 Ekim 2007 Pazar
19 Ekim 2007 Cuma
18 Ekim 2007 Perşembe
17 Ekim 2007 Çarşamba
16 Ekim 2007 Salı
15 Ekim 2007 Pazartesi
Bayramda seyrettiklerim dinlediklerim
Bu bayramda seyrettiğimiz film sayımız ortalamanın üstüne çıktı 2 sinemada 3 de DVD’de film seyrettik.Bunlardan en hoşuma gideni “Perfume: The Story of a Murderer” oldu. Filmin vizyona gireceğini öğrendikten sonra kitabı okumaya başlamıştım. Filmde uzun süredir elimde olmasına rağmen ancak seyredebildim.Yani ikisindede biraz geç kaldım.
Perfume by ~7ucky on deviantART
Filmle ilgili bir kaç küçük notum var. Kitabı uzun süredir filme çekmek istiyorlar ancak bir türlü yönetmen bulunamamış.Adaylar arasında Stanley Kubrick bile var.Ancak Kubrick kitabı okuduktan sonra filme çekilemiyeceğine karar vermiş. Şunu kesinlikle söyleyebilirim yönetmen Tom Tykwer işin altından çok başarılı bir şekilde kalkmış. Yaklaşık 50 milyon euro harcanmış filme. Bu bir Avrupa filmi için ciddi bir rakam.
Filmde en çok baştaki Jean-Baptiste Grenouille doğum sahnesini merak ediyordum.Kitapta onu çok uzun bir şekilde anlatır ve okurken etraf pismi kokuyor acaba diye düşündüğümü hatırlıyorum.Yönetmen açılış sahnesinde bunu çok güzel vermiş.
Jean-Baptiste karakteri için bulunan Ben Whishaw çok yakışmış role.Yan rollerdeki Alain Rickman ve Dustin Hoffman her zamanki gibi çok başarılılar.Son orgy sahneside tabiki sinema tarihinin unutulmaz sahnelerden biri olarak akıllarda kalmaya aday.
Bayramın aktiristi tabiki Michelle Pfeiffer. Pfeiffer 5 yıl aradan sonra tekrar sinemaya iki filmle döndü. Ancak iki filmde bende hayal kırıklığı yarattı. “Stardust” ’ı sinemada “I could never be your woman” ’ı DVD’de seyrettim. Stardust biraz “Harry Potter” biraz “Yüzüklerin Efendisi” biraz “Karayip Korsanları” diye özetlenebilir. Böyle birleşimden çok sağlam bir helva bekleyenler çok bekler çünkü şekeri az kalmış.
Filmden akılda kalan tek şey Robert De Niro’nun gay korsan tiplemesi ama oda ancak şekeri az helva dedirtmeye yetiyor. (amma cümle oldu)”I could never be your woman” ise vasat bir romantik komedi.Ordada Paul Raud’un performans dikkate değer.Yani kısaca iki vasat filmle sinema dünyasına döndü Michelle Pheifer.
Stardust Banner by ~riddikulus345 on deviantART
Bayramın albümüde gene uzun süredir ortalarda gözükmeyen birinden. Annie Lennox.Albümün adı “Songs of Mass Destruction”. Hiç bir zaman çok ciddi bir Eurythmics hayranı olmadım ama Annie Lennox’u her zaman takdir etmişimdir. 2003 de çıkardığı Bare albümünde 4 yıl sonra “Songs of Mass Destruction” ‘la bu kez sükse yapacağa benziyor. “Artık popüleritemi kaybettim cover albüm çıkarayım” gibi bir kaygı taşımadan bir albüm çıkarmış. O yıllarda meşhur olanlar bir ticari kaygı mı yoksa garantili formülmü diye düşünüyorlar bilinmez genelde cover albüm çıkarmayı tercih ediyor. 90’larda Muazzez Ersoya laf ederken şimdi her kim popülaritesini yitirmiş ise ya bir cover albüm yada düet albümü çıkarır oldu. Bunların istisnalarıda var tabiki örneğin Sinead O’Connor ‘ın “Collaborations” veya Mark Ronson’ ın “Version” gibi.
Tekrar konuya geri döner isek albüm 11 yeni besteden oluşuyor.”Dark Road” ilk single.Karamsar kırılgan bir aşk şarkısı.Formatı bozmayalım sözlerinide yazayım.
There's a feelin
But you're not feelin' it at all
There's a meaning
But you're not listening any more
I look at that open road
I'm gonna walk there by myself
And if you catch me
I might try to run away
You know I can't be here too long
And if you let me
I might try to make you stay
Seems you never realise a good thing
Till it's gone..
Maybe im still searchin
But I dont know what it means
All the fires of destruction are still
Burnin' in my dreams
There's no water that can wash away
This longin' to come clean
Annie Lennox’un sesini her zaman için slow parçalara daha yakıştığını düşünmüştüm.Dolayısıyla bu albümdede dikkatimi çeken parçalar genelde slowlar oldu.”Smithereens”, “Lost ve Fingernail moon” tavsiye edebileceğim diğer parçalar.Eurythmics şarkılarını özleyenler içinde “Ghosts in my machine” ve “Colored bedspread” özellikle birebir.
Perfume by ~7ucky on deviantART
Filmle ilgili bir kaç küçük notum var. Kitabı uzun süredir filme çekmek istiyorlar ancak bir türlü yönetmen bulunamamış.Adaylar arasında Stanley Kubrick bile var.Ancak Kubrick kitabı okuduktan sonra filme çekilemiyeceğine karar vermiş. Şunu kesinlikle söyleyebilirim yönetmen Tom Tykwer işin altından çok başarılı bir şekilde kalkmış. Yaklaşık 50 milyon euro harcanmış filme. Bu bir Avrupa filmi için ciddi bir rakam.
Filmde en çok baştaki Jean-Baptiste Grenouille doğum sahnesini merak ediyordum.Kitapta onu çok uzun bir şekilde anlatır ve okurken etraf pismi kokuyor acaba diye düşündüğümü hatırlıyorum.Yönetmen açılış sahnesinde bunu çok güzel vermiş.
Jean-Baptiste karakteri için bulunan Ben Whishaw çok yakışmış role.Yan rollerdeki Alain Rickman ve Dustin Hoffman her zamanki gibi çok başarılılar.Son orgy sahneside tabiki sinema tarihinin unutulmaz sahnelerden biri olarak akıllarda kalmaya aday.
Bayramın aktiristi tabiki Michelle Pfeiffer. Pfeiffer 5 yıl aradan sonra tekrar sinemaya iki filmle döndü. Ancak iki filmde bende hayal kırıklığı yarattı. “Stardust” ’ı sinemada “I could never be your woman” ’ı DVD’de seyrettim. Stardust biraz “Harry Potter” biraz “Yüzüklerin Efendisi” biraz “Karayip Korsanları” diye özetlenebilir. Böyle birleşimden çok sağlam bir helva bekleyenler çok bekler çünkü şekeri az kalmış.
Filmden akılda kalan tek şey Robert De Niro’nun gay korsan tiplemesi ama oda ancak şekeri az helva dedirtmeye yetiyor. (amma cümle oldu)”I could never be your woman” ise vasat bir romantik komedi.Ordada Paul Raud’un performans dikkate değer.Yani kısaca iki vasat filmle sinema dünyasına döndü Michelle Pheifer.
Stardust Banner by ~riddikulus345 on deviantART
Bayramın albümüde gene uzun süredir ortalarda gözükmeyen birinden. Annie Lennox.Albümün adı “Songs of Mass Destruction”. Hiç bir zaman çok ciddi bir Eurythmics hayranı olmadım ama Annie Lennox’u her zaman takdir etmişimdir. 2003 de çıkardığı Bare albümünde 4 yıl sonra “Songs of Mass Destruction” ‘la bu kez sükse yapacağa benziyor. “Artık popüleritemi kaybettim cover albüm çıkarayım” gibi bir kaygı taşımadan bir albüm çıkarmış. O yıllarda meşhur olanlar bir ticari kaygı mı yoksa garantili formülmü diye düşünüyorlar bilinmez genelde cover albüm çıkarmayı tercih ediyor. 90’larda Muazzez Ersoya laf ederken şimdi her kim popülaritesini yitirmiş ise ya bir cover albüm yada düet albümü çıkarır oldu. Bunların istisnalarıda var tabiki örneğin Sinead O’Connor ‘ın “Collaborations” veya Mark Ronson’ ın “Version” gibi.
Tekrar konuya geri döner isek albüm 11 yeni besteden oluşuyor.”Dark Road” ilk single.Karamsar kırılgan bir aşk şarkısı.Formatı bozmayalım sözlerinide yazayım.
There's a feelin
But you're not feelin' it at all
There's a meaning
But you're not listening any more
I look at that open road
I'm gonna walk there by myself
And if you catch me
I might try to run away
You know I can't be here too long
And if you let me
I might try to make you stay
Seems you never realise a good thing
Till it's gone..
Maybe im still searchin
But I dont know what it means
All the fires of destruction are still
Burnin' in my dreams
There's no water that can wash away
This longin' to come clean
Annie Lennox’un sesini her zaman için slow parçalara daha yakıştığını düşünmüştüm.Dolayısıyla bu albümdede dikkatimi çeken parçalar genelde slowlar oldu.”Smithereens”, “Lost ve Fingernail moon” tavsiye edebileceğim diğer parçalar.Eurythmics şarkılarını özleyenler içinde “Ghosts in my machine” ve “Colored bedspread” özellikle birebir.
11 Ekim 2007 Perşembe
Günün şarkısı 11/10/2007
Procol Harum - A Whiter Shade of Pale
A Whiter Shade Of Pale (Live) _ Gary Brooker & Friends
Annie Lennox Whiter Shade of Pale
A Whiter Shade Of Pale (Live) _ Gary Brooker & Friends
Annie Lennox Whiter Shade of Pale
10 Ekim 2007 Çarşamba
9 Ekim 2007 Salı
8 Ekim 2007 Pazartesi
5 Ekim 2007 Cuma
4 Ekim 2007 Perşembe
3 Ekim 2007 Çarşamba
1 Ekim 2007 Pazartesi
Kaydol:
Yorumlar (Atom)